29 Mayıs 2020 Cuma

TÜRKİYE YİRMİ YIL ÖNCESİNE Mİ DÖNÜYOR ?





MERHABALAR,
Şimdi piyasaların durgunluğuna bakacak olursak gelecek için hiç de iç açıcı bir tablo gözükmüyor. Peki ama bunun tek sebep i kovid-19 salgını mı?
  Tabi ki de hayır bunun asıl sebebi bizim ekonomimizin sağlam temeller üzerine kurulmamış olmasıdır ve en nihayetinde bizim herhangi bi dalgada ekonomide savrulmamızı hızlı bir hale getiriyor. Yani ekonomik dalgalanmalar her ülkede yaşanır tabi ki de ama bizim bu denli olacak dalgalanmalara karşı bu kadar tedbirsiz davranmamız ekonominin daha da derin yaralar almasını sağlar. Mesela en basitinden özelleştirmeleri örnek verebiliriz. Bize ciddi gelir getiren bir çok kaynağımızı ya özelleştirdik yada yabancı devletlere sattık, ki yabancı devletlere satmak en kötüsü ve bizi geri dönüşü olmayan bir yola sürükledi. Mesela son günlerde kendi paramıza hiç güvenimiz kalmadı bu yüzden herkes dövize, altına, gayrimenkule yönelmiş durumda buda hem hane halkını hem de yerli üreticiyi en kötü şekilde etkiler. Devlet sözde bunu bi nebze olsun dengelemek için döviz alım satımlarına ek vergi getirdi yani devlet ben size döviz alıp satmayın demiyorum ama bunu yaparsanız vergisini de ödersiniz diyor. Peki devletin burada ki amacı ek gelir sağlamak mı yoksa piyasaları dengelemek mi? Bana sorarsanız ikisi de var, yaptığı bir çok insan için doğru gelmese de aslında yanlış bir şey de yok. Ne de olsa ortada bir zorlama yok hatta bir yerde mantıklı, devlet  bi nebze olsun TL yi korunmaya çalışılıyor ama yeterli mi tabi ki de değil.
 Medya ya bakılınca yandaş medyanın sürekli her şey yolundaymış gibi haber yapması günü kurtarsa da uzun dönemde insanları doğru bilgilerden yoksun bırakmak girilecek olan zor durumları daha derine götürmekten başka bir şey yapmaz. Ekonomide şeffaf olmak kısa sürede tedirginliğe yol açsa da uzun dönemde insanların daha doğru önlem almasını sağlar. Peki bu süreç böyle gider mi ya da ne zamana kadar böyle gider? Gerçekten alınan önlemler var mı ? bunlar hepsi soru işareti kafalarımızda, ki bana sorarsanız bu sürecin böyle gitmesi insanlar için dayanılmaz bi duruma gelecektir. Bu da erken seçimi tetikleyecektir zaten bir ülkenin nabzı ekonomi de atar. Bu ara yavaştan erken seçim söylemleri başlamış durumda ama ne olur tam olarak bilemem onu bekleyip göreceğiz çünkü erken seçim ne hükümet için ne de halk için ekonomik yıpranmadan başka bir şey değil. Ama yine de belirtmek isterim devletin ciddi politikaları olmaması durumunda erken seçimi halk isteyecektir ve erken seçim olması durumunda tabi ki de mevcut hükümeti değiştirmek isteyecektir. Bu da hükümetin işine gelmez haliyle bu sefer elini taşın altına koyacaktır ya da pandemi sürecini uzatıp olayları lehine de çevirebililir bu da bir seçenek tabiki.
 O zaman baktığımızda önümüzde üç seçenek var diyebiliriz.
1.       Erken seçim
2.       Yeni ekonomik politikalar
3.       Pandemi sürecinin maxsimum süreçde uzatılması

 Eğer mantık çerçevesinde düşünecek olursak 2. Seçenek en doğrusu olacaktır. Sağlıklı  bi ekonomik politika izlemek herkes için maddi, manevi daha sağlıklı olacağından yanayım. Zira bunun olmaması durumunda 1. ve 3. seçenekler devreye girer bunlarda bizi yıpratabilir.
 Gelin bunu değerlendirmesini yapalım isterseniz örneğin 1. Seçenekten başlayalım: diyelim ki erken seçim oldu. Böyle bir durumda ki en iyi ihtimalle söylüyorum pandemi sürecinden yeni çıkmış olacağız ve zaten herkes maddi olarak sıkıntıda olacak bide devletin kendi kaynağını seçimlere harcayacağını düşünecek olursak o süreçte iyice ekonomik olarak batarız. Zaten erken seçim olması hükümetin ya değişeceği ya da koalisyona gideceği anlamına gelir. Peki gerçekten muhalefette şu anda ülkeyi ileriye taşıyabilecek bi lider var mıdır? Ben kesinlikle görmüyorum ha şöyle bir durum var tabi ki. Bir dönem çok konuşulan Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül bu iki ismin piyasaya çıkması tüm dengeleri elbette değiştirebilir bunun birinci sebebi sağcı kesime yakın olmaları ikinci sebep ise bi dönem biri başbakanlık diğeri ise cumhurbaşkanlığı yapmış olması büyük avantaj sağlayacaktır. Ama bu kişiler gelecek ise de kesinlikle yeni bi parti kurmaları ilk koşul ve bence geçmişe takılıp kalınmamalı hem onlar için hem de bizim için geçerli yanı artık lafta siyasete değil herkes icraat isteyecektir bide şöyle bi sorun olacak mevcut hükümet üstlerine gidecek ki şu da çok yanlış bu insanlara nankör vs benzetmelerin de bulunulması hiç de doğru değil neticede bir şeyler oldu ve mevcut siyaset ile yollarını ayırdılar bu da bir daha asla siyasete atılmayacakları anlamına elbette ki gelmez. Ki bir çok kişi Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ı tekrar siyaset meydanlarında görmek isteyecektir. Su anda ismini duyduğun tek kişi Ahmet Davutoğlu ve tek başına gelmesi durumunda başka bi partide aday gösterilmesi istenilen tabloyu vermeyebilir. Bundan dolayı bu dönemde sağlam adımlar atılmayacak ise hiç riske girmeye gerek yok bu mevcut durumu daha da zora sokmaktan başka bir şey olmaz .
Gelelim 3. Seçeneğe yani pandemi sürecinin uzatılmasına işte bu tam bir hüsran olur zaten piyasalar kötü mevcut üretimlerimiz durmuş durumda ve sürecin uzaması büyük iflasların doğmasına sebebiyet verebilir buda bizi ekonomik olarak 20 yıl öncesine atar benden söylemesi.
SAYGILARIMLA …


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNYA PAZARINDA YENİ TÜRKİYE

MERHABALAR,  Bugünkü yazımızda Türkiye nasıl bir politika izlerse 2020 carisini artı olarak kapatır onu ele a...