MERHABALAR,
Şimdi piyasaların durgunluğuna bakacak olursak gelecek için
hiç de iç açıcı bir tablo gözükmüyor. Peki ama bunun tek sebep i kovid-19
salgını mı?
Tabi ki de hayır bunun asıl sebebi bizim
ekonomimizin sağlam temeller üzerine kurulmamış olmasıdır ve en nihayetinde
bizim herhangi bi dalgada ekonomide savrulmamızı hızlı bir hale getiriyor. Yani
ekonomik dalgalanmalar her ülkede yaşanır tabi ki de ama bizim bu denli olacak dalgalanmalara
karşı bu kadar tedbirsiz davranmamız ekonominin daha da derin yaralar almasını
sağlar. Mesela en basitinden özelleştirmeleri örnek verebiliriz. Bize ciddi
gelir getiren bir çok kaynağımızı ya özelleştirdik yada yabancı devletlere
sattık, ki yabancı devletlere satmak en kötüsü ve bizi geri dönüşü olmayan bir
yola sürükledi. Mesela son günlerde kendi paramıza hiç güvenimiz kalmadı bu
yüzden herkes dövize, altına, gayrimenkule yönelmiş durumda buda hem hane halkını
hem de yerli üreticiyi en kötü şekilde etkiler. Devlet sözde bunu bi nebze
olsun dengelemek için döviz alım satımlarına ek vergi getirdi yani devlet ben
size döviz alıp satmayın demiyorum ama bunu yaparsanız vergisini de ödersiniz
diyor. Peki devletin burada ki amacı ek gelir sağlamak mı yoksa piyasaları
dengelemek mi? Bana sorarsanız ikisi de var, yaptığı bir çok insan için doğru
gelmese de aslında yanlış bir şey de yok. Ne de olsa ortada bir zorlama yok
hatta bir yerde mantıklı, devlet bi
nebze olsun TL yi korunmaya çalışılıyor ama yeterli mi tabi ki de değil.
Medya ya bakılınca
yandaş medyanın sürekli her şey yolundaymış gibi haber yapması günü kurtarsa da
uzun dönemde insanları doğru bilgilerden yoksun bırakmak girilecek olan zor
durumları daha derine götürmekten başka bir şey yapmaz. Ekonomide şeffaf olmak
kısa sürede tedirginliğe yol açsa da uzun dönemde insanların daha doğru önlem
almasını sağlar. Peki bu süreç böyle gider mi ya da ne zamana kadar böyle
gider? Gerçekten alınan önlemler var mı ? bunlar hepsi soru işareti
kafalarımızda, ki bana sorarsanız bu sürecin böyle gitmesi insanlar için
dayanılmaz bi duruma gelecektir. Bu da erken seçimi tetikleyecektir zaten bir ülkenin
nabzı ekonomi de atar. Bu ara yavaştan erken seçim söylemleri başlamış durumda
ama ne olur tam olarak bilemem onu bekleyip göreceğiz çünkü erken seçim ne hükümet
için ne de halk için ekonomik yıpranmadan başka bir şey değil. Ama yine de
belirtmek isterim devletin ciddi politikaları olmaması durumunda erken seçimi
halk isteyecektir ve erken seçim olması durumunda tabi ki de mevcut hükümeti
değiştirmek isteyecektir. Bu da hükümetin işine gelmez haliyle bu sefer elini
taşın altına koyacaktır ya da pandemi sürecini uzatıp olayları lehine de
çevirebililir bu da bir seçenek tabiki.
O zaman baktığımızda
önümüzde üç seçenek var diyebiliriz.
1.
Erken seçim
2.
Yeni ekonomik politikalar
3.
Pandemi sürecinin maxsimum süreçde uzatılması
Eğer mantık çerçevesinde düşünecek olursak 2. Seçenek
en doğrusu olacaktır. Sağlıklı bi
ekonomik politika izlemek herkes için maddi, manevi daha sağlıklı olacağından
yanayım. Zira bunun olmaması durumunda 1. ve 3. seçenekler devreye girer
bunlarda bizi yıpratabilir.
Gelin bunu değerlendirmesini yapalım
isterseniz örneğin 1. Seçenekten başlayalım: diyelim ki erken seçim oldu. Böyle
bir durumda ki en iyi ihtimalle söylüyorum pandemi sürecinden yeni çıkmış
olacağız ve zaten herkes maddi olarak sıkıntıda olacak bide devletin kendi kaynağını
seçimlere harcayacağını düşünecek olursak o süreçte iyice ekonomik olarak
batarız. Zaten erken seçim olması hükümetin ya değişeceği ya da koalisyona gideceği
anlamına gelir. Peki gerçekten muhalefette şu anda ülkeyi ileriye taşıyabilecek
bi lider var mıdır? Ben kesinlikle görmüyorum ha şöyle bir durum var tabi ki. Bir
dönem çok konuşulan Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül bu iki ismin piyasaya
çıkması tüm dengeleri elbette değiştirebilir bunun birinci sebebi sağcı kesime
yakın olmaları ikinci sebep ise bi dönem biri başbakanlık diğeri ise
cumhurbaşkanlığı yapmış olması büyük avantaj sağlayacaktır. Ama bu kişiler
gelecek ise de kesinlikle yeni bi parti kurmaları ilk koşul ve bence geçmişe
takılıp kalınmamalı hem onlar için hem de bizim için geçerli yanı artık lafta
siyasete değil herkes icraat isteyecektir bide şöyle bi sorun olacak mevcut
hükümet üstlerine gidecek ki şu da çok yanlış bu insanlara nankör vs benzetmelerin
de bulunulması hiç de doğru değil neticede bir şeyler oldu ve mevcut siyaset
ile yollarını ayırdılar bu da bir daha asla siyasete atılmayacakları anlamına
elbette ki gelmez. Ki bir çok kişi Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan
ı tekrar siyaset meydanlarında görmek isteyecektir. Su anda ismini duyduğun tek
kişi Ahmet Davutoğlu ve tek başına gelmesi durumunda başka bi partide aday
gösterilmesi istenilen tabloyu vermeyebilir. Bundan dolayı bu dönemde sağlam
adımlar atılmayacak ise hiç riske girmeye gerek yok bu mevcut durumu daha da
zora sokmaktan başka bir şey olmaz .
Gelelim 3. Seçeneğe yani pandemi
sürecinin uzatılmasına işte bu tam bir hüsran olur zaten piyasalar kötü mevcut
üretimlerimiz durmuş durumda ve sürecin uzaması büyük iflasların doğmasına
sebebiyet verebilir buda bizi ekonomik olarak 20 yıl öncesine atar benden
söylemesi.
SAYGILARIMLA …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder