MERHABALAR,
Bugünkü yazımızda Türkiye nasıl bir politika
izlerse 2020 carisini artı olarak kapatır onu ele alalım.
Uzun zamandır eminim ki birçoğumuz ekonomiyi
uzaktan ya da yakından takip ediyoruz. Herkesin aklındaki soru işareti Türkiye pandemi
sürecini nasıl atlatacak?
Dünya üzerinde Çin ihracatta en önde gelen
ülkelerden biri hatta ABD’den sonra Çin geliyor . ucuz işçilik çok fazla olduğu
için mallarını ucuza üretip satabiliyor. Lakin son dönemlerde çıkan corona
virüsü nedeniyle Çin mallarına olan güven epey azaldı. Öyle ki birçok ülke Çin’den
mal ihraç etmekte epey tereddüt yaşamaya başladı. Aslında bu bizim ülkemiz için
çok büyük bir avantaj diyebiliriz. Çünkü Çin’in ihraç ettiği birçok ürünü biz
de üretip ihraç ediyoruz ve bu süreci iyi değerlendirirsek dış açığımızı bir
nebze olsun kapatabiliriz.
Öncelikle
ihraç ettiğimiz ürünleri sıralayalım ;
·
Krom,
·
Bor,
·
Cıva,
·
Manganez,
·
Bakır,
·
Pamuk,
·
Tütün,
·
Sanayi bitkileri,
·
İncir,
·
Üzüm,
·
Zeytin,
·
Buğday,
·
Sebze ve meyve,
·
Canlı hayvan,
·
Su ürünleri,
·
Tekstil ürünleri,
·
Unlu mamüller,
·
Bitkisel ve hayvansal yağlar,
·
Kimyasal maddeler,
·
Ev eşyaları,
·
Lastik,
·
Çimento.
Dikkat ederseniz baya
ihraç ürünlerimiz var ama maalesef ki dış açığımızı kapatacak kadar ihraç
yapamıyoruz. Şimdi Avrupa Pazar yönünü Türkiye’ye çevirmiş durumda, hazır Çin
gibi güçlü bir ülkenin mallarına olan güven bu denli azalmışken Türkiye de bu
denli karamsar bir dönemden geçerken bunu fırsata çevirmenin tam zamanı. Zaten mallarımızın
bir çoğunu ham bir şekilde ihraç ediyoruz. Yani büyük bir maliyeti olmuyor bize
ve ham olduğu için alıcısı da hazır, burada yapılması gereken işçiliği bu sektöre
yöneltmek hem böylelikle işsizliğinde önüne geçilmiş olunacak.
Bir dönem şöyle bir söylenti vardı Türkiye tarım
ülkesi olduğu sürece ilerleyemeyecek! bugün baktığımızda o kadar yanlış bir
düşünce ki çünkü şu döneme baktığımızda insanların en çok gıda ya harcama
yaptığını görüyoruz. Yani bunu söyleyen bizim ülkemizin ya kötülüğünü
istemiştir ya da cahildir. Gelişmiş ülkeler en çok gıda ve din üzerinden ticaret
yapar. Bu ilk başta kulağa tuhaf gelebilir ama bu bir gerçek. Zaten gelişen
ülkeler hep elli yıl sonrasını düşünmüyorlar mı? Bakın salgında herkes evlerini
kapandı ve harcamaların çoğu gıdaya yapıldı. İnsan lüksten vazgeçebilir ama
beslenmekten vazgeçmez. Kim bilir belki gelecekte su ve gıda savaşları bile
çıkabilir yani elinde en fazla gıda yı bulunduran en engin ülke konumuna
gelecek son bir yıl içinde o kadar şey yaşadık ki söylediklerim çok ta itopik
görünmüyor ama bana kalırsa gelecek elli yıl içinde bu söylediklerim yaşanır. Hatta
size bir sayfadan bir alıntı yazımın altına koymak isterim
Dünyanın en korunaklı bankası: Tohum
Bankası Norveç'te dünya ekolojisinde büyük bir yıkım yaşanması
durumuna karşı 3 milyon çeşit tohum için Tohum Bankası bulunuyor. Banka,
nükleer saldırı ve tsunami tehlikelerine karşı korunaklı bir kaya içerisinde
bulunuyor.
Göründüğü üzere adamlar
tohum bankası kurmuş bu da gösteriyor ki gıda gelecekte en büyük silah haline
gelecek .
Biz hala tarımcılık gericiliktir sloganları
atalım. Bakın şunun da bir bizim ülkemizde kullanılan bir çok gıda ürünü
yabancı devletlere satıldı. Bunun da örneklerini paylaşayım sizinle
Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçısısı ve piyasanın en
büyük firması Oltan Gıda, Nutella’nın üreticisi olan İtalyan Ferrero’ya satıldı..
Türkiye’nin en büyük süt ürünleri firmalarından 49 yıllık
Yörsan, Dubaili Abraaj Capital’e satıldı.
Dört nesil önce Sakarya’da kurulan Türkiye’nin 500 büyük
sanayi kuruluşu arasında 120’inci sırada yer alan Namet Gıda’ya Amerikalı firma
satın aldı.
Banvit brezilya ya satıldı
Kuruyemişçi
peyman’ı Brıdgepoint aldı.
Sırma
su danone ye satıldı.
Gerçekten
tarım gericilikse neden gelişmiş ülkeler bu denli gıda ya yatırım yapıyor. Bunu
bir düşünelim. Zaten elimizdekinin çoğunu sattık. Ama hala üretin yapacak
topraklarımız ve bir çok gıda mamüllerimiz var yani geçmişe takılıp kalmanın
kimseye faydası olmaz. Önemli olan
Elimizdekiyle en
iyisini başarmaktır. Ve bir daha söylüyorum kesinlikle tarımı geri
kazanmalıyız.
Gelelim diğer ürünlere tabi ki de hadi 100 yıl
öncesine gidelim teknoloji ve sanayiden uzaklaşalım demiyorum . neticede bizde
sanayide, teknolojide ve tarımda çalışacak yeterli nüfus var.
Yer altı
kaynaklarımızı da diğer sektörler gibi işleyerek pazarlamanın zamanı geldi de
geçiyor bile. Tekstil ve inşaat sektörüne de göz atacak olursak yine mevcut
durumda en iyisi onlar duruyor en azından kötü değil ama neden daha iyi olmasın
ki.
Taşları doğru yere oturtup işçiyi de doğru
yöne yöneltirsek kesinlikle doğru bir politika izleyip kalkınırız. Ayrıca uzun
dönemli bir politika izlenip ham olan mallarımızı işleyerek pazara sürersek hem
ithal ettiğimiz malları azaltırız hem de kendimize yeni Pazar alanı buluruz . bakın
mesela şu anda ABD ve Çin’in arası baya kötü ABD sürekli Çin e sürekli ambargo uyguluyor ayrıca yüksek
vergiler koyarak Çin’in mallarının da kendi ülkesinde satışını engellemeye çalışıyor.
Yani biz burada hem ABD ye hem de Çin e işlenmiş
mal ihraç edebiliriz. Artık gelişmekte olan ülke konumundan çıkıp gelişmiş
ülkeler arasında olmamız için büyük bir avantaj kapısı açıldı. Umarım bunu değerlendiren
ülke oluruz.
HOŞÇAKALIN VE
SAĞLICAKLA KALIN…